4 Nisan 2013 Perşembe

Aya

Üstünkörü bir sığır bulamacı hazırladım. Mutfak dağınık. Üşeniyorum. Hayatı anlamaya mecalim yok. Kendin gibi davranmanın tadına vardım, zaman zaman... Kimi zaman kendimi oyuncu hissediyorum ama yaşımdan değil, yaşamamamdan. Çık gel. Kapımı çalmak o kadar da zor değil, oysa ben adresini bilmiyorum, dört harfin kapsayıcılığı sayılmaz. Uyumalıyım ama gözlerimi kapayamayacak kadar yorgunum.
Sana da hiç oluyor mu? Eksiklik duygusu yani. Hayat diyesim gelmiyor buna, yeteri kadar tanımlayıcı değil. İşte, sana anlatmak için kullanmam gereken kelimenin anlamından yoksun şeyin eksikliğini diyorum. (zor bi cümle kabul ediyorum) Bi korku tohumlanıyor içimde ama üstesinden gelebilirim. Ne de olsa " uçurumdan kurtulmanın tek yolu ona bakmak, derinliğini ölçmek ve kendini o boşluğa bırakmaktır."(demiş Pavese) Yüzleşmenin yüz kızartıcılığı. Etkilendim yaratıcılığından. Keşke oyunbozan olmasaydım ve saçmalamak bu kadar kolay olmasaydı. Huzur. Aradığın tek şeyin bu olduğunu söylesen de dizlerin kanamadan büyüyemeyeceğini bilmiyorsun. Oysa ben ne çok değiştim. Belki de görmek istemediğim şey, aynı anda, değişimimin ilerlediği yönün dışında bir yol uzantısında senin yol alıyor olduğundur. Kurtaramıyorum Kudüs'ü be güzelim ama sevmek istediğim şeyin sevilmek isteyip istemediğini düşünmüyorum. Acemi miyim ki acaba böyle konularda? Zaten evi de kendimi de pek dağıttım son zamanlarda. Üstüme iyilik sağlık (...) 
Uyumadığının farkına varmadan rüyalarda geziniyor olma durumundan haberdar mısın? Bi acayip haller kontrolsüzlükler ve gözlük camlarının işlevsizliğiyle vücuduma değen kızılötesi dalgalarını hissedebiliyorum ama herkes çok konuştuğundan beynimin labirentlerini açmakta bir kez daha başarısız oluyorum müziğin kusursuz tonlamasına rağmen. Olumsuz bir rağmen ama olumlandırmaya çalışmıştım müziğin kusursuzluğunu üstelik noktalamadan yoksun ve düşük cümle kompozisyonu. Düzelteyim derken yabancı dil etkisine açtım cümlemi ve mütemadiyen dilimi ve elimi bozmaya devam ediyorum. Zaten noktalamasyonu hiç beceremedim ben. Kuşkusuz, günlük tutmaya yeniden başlamalıyım zira zira sözcüğünü yalnızca fransızcada kullanmaktan bıktım. Oysa ne hoş bir tınısı var. Estetik zevkimi okşuyor. Fularımı takayım. 
Gece, ışığın yokluğunu hatırlatmakta ve beni bir kez daha aşık etmekte çok başarılı.

Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün
Yatağın sol tarafında uykuya dalıyorum.
Olmadığını görmeyeyim için sırtım yokluğuna dönük.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder