6 Eylül 2015 Pazar

Plath 8

Selam Bruce, adini degistirmek istiyorum aslinda. Cok ecnebi kokuyorsun. Ortak gercekligimizde a priori bir mesafe varmis gibi. Bir yandan da ad koyma hususunda hic de iyi olmadigimi biliyorsun. Guclu taraf benim, ikimiz de farkindayiz ama bunun altini cizmeye gerek yok, degil mi? Bi de dusunecek olursak var olusuna dair one surebilecegin tek kanit bu. Seni oldurmek istemiyorum. O kadar da acimasiz degilim. Bazen.

Brucecugum. Aruoba'yi hatirliyorsundur. Atesin yanamadigi yere geldim sanirim. Simdi yenisini yakmak istiyorum. Aslina bakarsan tum sehri atese vermek istiyorum. Kutuphaneden baslayabilirim bunun icin. Yuksek bir tepe bulup kendimize Alice'in ve Kumiko'nun eski kocasinin teror ve is icinde canlarini kurtarmak icin kosusturmalarini izleyebiliriz. Sence ugruna geri donecekleri dostlari var midir? Cumbusu dusunebiliyor musun? Para odememiz bile gerekmez bu essiz gosteri icin. Politik tartismalari bir tarafa birakirsak yeni bir din bile yaratabiliriz. Zerdust'un kavrulusunu seyrederken trajik kahkahalarla kelime oyunlari yapabiliriz. Belki Kerouac kendini kurtarir ama onun da kendi gotu disinda onemsedigi bir sey olmadigi icin intikam misillemelerinden korkmamiza gerek yok. Ne dersin bebegim, kibritlerimi aliyorum?

Bruce, ismin Bruce olmasaydi hayat bu kadar kolay olmayabilirdi. Seni bunca kucuk goremeseydim kimbilir ne kalabalik insanlik durumlari yasardim. Bir ormana kacabilirdim mesela. Ya da kactigim iddia edilebilirdi turlu cesit dostlar tarafindan. Boynuzlarim cikabilirdi mesela ben farkinda olmadan. Asil olay Bruce iste burda yatiyor. Varliginin farkindayim ve seni noodle cubuklari gibi kullanip karnim doyunca da atiyorum. Midemin bir sonraki kalabalik kulturel taleplerine boyun egip avec des baguettes s'il vous plait dedigimde de sanki hic yok olmamis gibi geri geliyorsun. Farkini anlamiyorum, oznelligin fonksiyonunda gizli ama en azindan ben seni dusunuyorum. Kendi hiyerarsi degerlerini kendine sakla bebegim, ben seni bu halinle seviyorum.

Bu gece yatagimiza bile gitmek istemiyorum. Git simdilik bir baskasini bul, yalniz uyuyacagim. Yine gelirim Bruce, sen yeter ki ismini kaybetme.

Cunku, ates yakan, atesini yakmayabilmelidir -de. (O.A. 31)


3 Eylül 2015 Perşembe

Gezindigi yerlere kokusunu iseyen kopekler gibiyim. Gectigim her yeri kendime katarak ve kentim yaparak. Zorlu misyon, kabul ediyorum. Her sey kafamin icinde. Isemek ne kadar da rahatlatici oysa, biyolojik varligimda huzur buluyorum. Evrenini yaratana tanri deniyor. Hayatina sicana budala. Insanini takip edene de kopek deniyor. Tahir efendi yanlis anlamis durumu. Diyelim... 

Ben gunun birinde kendimi yollarda buldum. Siriksiklam da asik oldum. Manevi bir sevdanin evrenle butunlestigi noktaya opucuk kondurup cerceve icinde sakliyorum simdi. Tum bilginlerin katildigi bir yagmur duasinin akabinde it gibi kosturuyorum. Namuslu bir sevda bizdeki, kelp tahirdir. 

Ben sonra sorular sordum. Ne zor is sorular sormak soramayan bilir. Unutulmus dag etegindeki vahsi elma agacinin cok olmaktan yere dusmus bir meyvesindeki kurdun aldigi yol kadar degerli bu his. Her cinayetin ardindan ellerimi guzelce sabunluyorum oysa ki. Bir can bir cana miknatislanabilir mi? Siirleri cam siselerle denize atsam zaman-mekan yuzeyini bukebilir miyim? Cevreciler beni cok fim izlemekle suclayacaklardir. Mutluluk mavidir. Suclasinlar...

Sirt cantamda bir dolu sehir biriktirdim. Gittikce gidemeden boktan bir yer alti dairesinde piramitler diziyorum. Insanlar uzaylilardan supheleniyor ben misir bitkisi penislerinden. Hem unu da yapiliyor, fakir doyurmak en buyuk sevap degil midir? Tum dinler boylece adinda birlesiyor. Insan dusundugunde dilleri, sekilleri, sistemleri ve konseptleri karistiriyor. Bir tasin uzerine ugur bocegi cizmek gibi yani. Hic bir talebim yok yasaman disinda. Elbet sokagina iseyen itleri gormezden geliyorsundur. Mesela... 

Tanidik sozler ediyorum ama buranin sivri sinekleri cizgili. Ben de huzurla yorgunum. Istemeyi bilincaltinda yasaklamak ne ilginc. Olsun, biz sevelim...