2 Kasım 2022 Çarşamba

Tekinsiz

Bir titan bir tanrıdan ateşi çaldığında 
insanlığa bahşettiği o ilk günahtı ya
kain ilan etseler ve yansam da
adını vermeyeceğim.
 
Koca bir yoksun.

1 Kasım 2022 Salı

Ôte-toi de mon soleil

Ben anlatmak istiyorum. Huzuru sözcüklerle aramak, olmadığı yerde çırpınmaktan çok daha kolay. Kendi sözcüklerimle... O da olur.

Tükenmeyecekmiş gibi akan bir öfke çeşmesinin başında kana kana su içmek gibi bu. Kanaya kanaya. Karnım şişti, ellerim buz gibi, her yanım ıslak, terim soğumamış ama susuzluğum geçti. Susmuşluğum dindi, susmuyorum. 

İlkten bir şaşkınlık vuruyor. Bu ayaklar beni buraya nasıl getirdi? Hangi yollardan geçtim, kaç kere düştüm, neden bu kan? Sonra hatırlıyorum, yollar uzak, yollar taş, toprak, yollarda solucanlar ve sümüklü böcekler. Dostlarım. 

Kaç kere yağmura yakalandım, içemedim. Kaç derede yüzdüm, kaç kere derim yüzüldü, kaç dirayet heykeli, hacimli direnç heybesi sırtımda, haset sol yanımda, dizginler elimden düştü.
Apaçık: Her şey aslında bir düşmüş. Düşsün. Düştün.

Parça pinçik sözcüklerim, görüyor musun ? İspatım sanadır. Darmadağın olmak asıl sözcüklerden kopmaktır. Bok çuvalı, martı kaşlı, mert değilsem dik durmadığındandır. İskeletsiz hayvanlardan bunca korkman da bundandır. Kendi yansımanı gördün onlarda hep. Dilinin kemiği olsa... Bense anca kendi boktan hayatıma dönerim, çeşm-i siyahım.

Bundan böyle masa da masaymış diyen beri gelsin. Yiğit onun adıdır. 
Ve ne var biliyor musun? Zeytinler de solar.