5 Mayıs 2016 Perşembe

tension

Tension. Ne kadar rahatsiz edici ama uretici ve var olusa anlam arayisi yonunde dinamizm saglayan bir kavram! Hayati sundugu her ihtimalle kabullenip akisina kapilmak ve mutemadi evetler dillendirmek deneyim yolunu acip cok zengin bir potensiyel sunuyorsa da, hayir demek asili kaldigin noktada nefes almana izin veriyor. Dinlenmek icin degil belki de ama sahsi tarihinin kargasasini analiz edebilmek icin... Bir nevi buyutec ama varligin genis alanini gozden cikarmiyor. Bir nevi duzluk: daglardan gelen homurtulu nehrin sakinlestigi, yeniden siddetlenmeye hazirlandigi ve baliklarini besledigi... Dissallikla "hakiki" tanisma: yayvan; rastlantisal ve tuketici olmayan; odaksal; sezgisel degil hissiyati; ve sabirli.

Yine de bu duraksayis hayatin genel ve toplayici akisi icinde hareket edemeyisin sizisini icinde biriktiriyor. Engellenmislik; dissal donusumun parcasi olamamak dolayisiyla bireysel varligin her microsaniyede kendisini hatirlatisi, hatirlatmakla kalmayip mesruiyet aramasi, hatta bu mesruiyeti yine kendi uzerinden yaratmasi gerekliligi; onaylanma gereksiniminin ikinci plana atilmasi zorunlulugu, kendi koklerine tutunmayi ve ayni anda onlari saglamlastirmayi esensiyel kiliyor. Direnis, bu var olma durumlarindan biri olarak, uc boyutlu bir sekillendirmeyle anlatilabilir belki de. koklenmis yuzeyden yukselen birey ve onu dairesel sonsuzlukta ceken farkli guclerdeki etken, eleman, durus, olay ve aktorler. Bitkisel hayat. Bu metafor cok materiyel kalsa ve dinamizmi olumsuzlasa da hissiyat'in mikro analizinde zaman ve mekan islevselligini kaybediyor. Bir bakis acisi diyelim...


gecmisten yine

Sanirim yine sanirimlarla baslayan bir yaziya basliyorum tekrarlardan azicik cekinerek ama yine de tekrar ederek. Yine sanirim bu goreceli bir erken saat yazmak icin ama yine de tekrar kendimi durduramiyorum. Aslinda yine sanirim bu uzun bir zamanin engellenmisligiyle fiskiran bir anlasilma istegi. Kimsenin seni anlamadigini dusundugun anlarda kendini hedef almak, var olusunu kendi gozunde onaylamanin yaninda evrenin yakin gelecekte karsina cikaracagi oznel derecesiyle zorlu anlarla basa cikabilmek icin icsel butunsellik yaratiyor.

Sanirim bazen boyle ihtiyac duyuyorum yazmaya. Tanriya yakinlasmaya calistigimin en cok farkina vardigim alan bu sanirim. Cunku benim var olmaya ihtiyacim var, tanrinin aksine.

Icimde olup biten her seyi dil kurallariyla oynayarak tanri agzindan yazabilirdim, boylece inanilirligimi da arttirabilirdim, ama her insan her hissi essiz yasarken bilirkisilige soyunmak yalancilikmis gibime geliyor.

4 Mayıs 2016 Çarşamba

Narcisse

Ben ki kendimden baska kimseyi dusunemememe ragmen ( turkce ne garip bir dil) herkes tarafindan cok anlayisli ve buyuk oranda sevilen biri olarak algilaniyorum. Olaylara bakis acisimi degistirebilmem ve bu duruslarin beraberinde getirdigi hisleri birbirinden ayirt edebilmem ne kadar da garip. Tam olarak kontrol edemesem de zamanlamalarini, yani karar veremesem de hangi bakis acisina ve yasama methoduna ne zaman gecmem gerektigini, bir sekilde ayirt edebiliyorum o anda icinde bulundugumdan baska bir algilama seklinin de var oldugunu. Kotu durumlarda, hosuma gitmeyen anlarda, rahatsiz hissettigimde bu cok yardimci oluyor o hisleri yumusatmak ve gecisini kolaylastirmak, dayanmak ya da basa cikmak icin. Ama mutlu oldugum zamanlarda, kendimi iyi hissettigim bir durumda, henuz bu gecisleri kontrol edemedigim icin, korkuyorum. Eger bu bakis acisim degisirse ve icinde gelistigim ve gelistirdigim micro-sosyalizasyon sureci bosa cikarsa, yeni gelen bakis acisiyla her seye yeniden baslamam gerekecegi icin... Mutlu olmayi yasakliyorum kendime sanki bu durumda. Gelecek korkusuyla bile ilgili degil artik bu durum. Cunku belirsiz bir gelecekten korkmuyorum. Temelsiz degil. Degistigini ve nasil degistigini gordum. Evrilecegi sekli tahmin edebiliyorum. Ani yasamami engellemese de bu durum, bu anin etkilerinin nasil baska bir seye degisebilecegini sezdiriyor. Farkli sosyalizasyonlarla farkli ortamlarda kendimi var edebildigim ve bi nevi kisilik bolunmesine aliskin yasadigim icin de bu degisimlerin cok uzak bir gelecekte olmayacagindan eminim. Son birami icerken bir sigara sarayim.

Ben sanirim kendi dogruculugunun farkinda olmayan bir yalanciyim. Dogru soyleme gerekliligine inancim oylesine yuksek ki ve oyle onemli ki benim icin yalan soylemiyor olmak, normalde yalan soyledigimin dusunulebilecegi contextelerde  toplumca kabul edilen bir yalan taniminca hareket etmemek icin kendimi o anda icine girdigim kandirmacaya inandiriyorum. Tum oznel samimiligimle. Cok net bir ornek vereyim. B A nin eski sevgilisi, A su an C ile beraber, ama gozu D de. E B nin eski sevgilisi ve E ile B, E nin alkol problemi yuzunden kendilerince buyuk sorunlar yasayarak ayrilmislar. Buraya kadar karakterler tamam, gerektiginde ust satira geri donunuz. A B ile beraberken E ile olan hikayeyi bildigi icin kendini ickiyi cok sevmedigine inandiriyordu. Ve yalnizken, dusunurken, yazarken bile kendi ailesindeki icki problemlerini bahane ederek ( aslinda B ile iliskisini surdurebilmek icin) kendisini ickiyi sevmedigine inandiriyordu, ve buna gercekten inaniyor, bu prensibin gerektirdigi yasam tarzinda gucluk cekmeden ve kafa karisikligi yasamadan kendini var edebiliyordu. Simdi hayatinda kayisi suyunu biraya tercih eden C var ve D beyaz sarap icmeye saat 16dan sonra baslayabiliyor. Cnin varliginin Anin ickiye karsi durusuna destek ve Dnin icme potansiyelinin de Anin yeniden ickiye donmesi icin kolaylastirici bir etmen oldugunu dusunuyor olabilirsiniz. Ama dogruculuguna inanmayan yalancilar kendilerini birileriyle beraber degil, onlara karsi kurma ozelligini gosterirler, varlik durumlarini ve aksiyon sarmalanmalarini tehdit eden bir durum soz konusu olmadigi surece... Dolayisiyla Anin C ile beraber oldugu sure icerisinde A , alkolun bireysel zevk ve kural disiliginin cazibesini ve ruhsal var olusa kazandirdigi ozgurlugunu bahane ederek ictigi her biradan zevk almaya, yalnizken ve yazarken bir iki uc kadeh sarap icmeye yeniden basladi. Ve bu dusunce sureci icerisinde D ile olasi bir birlesim durumunda onun alkol estetiginin karsitliginda daha az icmeye baslayacagina inaniyor. Bir de D cok ama cok ama cok ama cok guzel bir kadin. 

Bu ornegi hayatin bu kadar materyel olmayan bir cok alanina genisletebilirsiniz. Ve kendinize mal edebilirsiniz. Ve beni daha iyi anlayabilirsiniz. Ya da anlamayabilirsiniz cunku kendi dogruculugum icinde su anda kimligim uzerine yazilarimdan cikardiginiz sonuclarla hic mi hic ilgilenmiyorum. Yorum yapma cesaretini gosterirseniz bu durusum kendisini degistirecektir. Ama o zamanin geleceginden supheliyim. Hala kendime ve kendim icin yazdigima inaniyorum zira. Bi de bu, normalde bu blogta paylasacagim bir yazi gibi olmadi ama ben yine de paylasacagim sanirim. Edebiyatimi ozledim.