Martılara taş atan çocukların
Ekmeği kandırması
Çok kuruş
Üç beş kuş oturmuş ötüşüyorlar. Oturmak yaraşmıyor uçuşuyorlar. Uçuşmak yetişmiyor öpüşüyorlar. Masal ya çekinmeden sevişiyorlar.
Bir de alaycı kuşlar var bu civarda. Cins. Canhıraş çığlıklarıyla utanmadan geceyi susturan, yorgan sıcağına pervane, niyetsiz duasız eser dururlar rüzgarla.
Kısmetsiziz, ya sabır rüyalarımız gebe. Hayal yorgun, döl yorgun, Sahra yorgun zaar güneşe vurgun. Kays yalnız aşka vurgun, mecnun külsüz, destursuz yıldızları sayar dilinde tavşan ezgisi. Kimi kuşlar sapkındır böyle doğuştan.
Değme dağa ip atlatır
Yüreğinin kokusu
Kır dizini
Yoksul alışır yalnızlığa
Taze çay kokusu burnuna dolsun. Çay şekersizse, yürek eskimişken aşktır. Açtım gözümü çiçeğinin sözüne. Bir yaprak düştü sen sandım. Yolumu kestin, önüme baktım, sesini duydum sen sandım. Özlemek çok kısa saydığında.
Kaldığından beri
Gemilere el sallamak
Anlamlı
Kabataştan kadıköye
Affet
Dilim sürçtü
Kuşlar diyordum kuşlar burda çok uçuşlu. Görmekle görmemek arasinda gelip gidiyor gözlerim. Mesela çiçek pasajında rakı içmek seninle ve adalara gitmek suyun üzerinden. Çınarlara yaraşır Çengelköyde simit yemek, saymak boğazdan geçen gemileri parmakla. Çınarlara diyorum başka bir şey demiyorum kaldığından beri. Çınarlara kuşlar konuyor ilgisiz, yağmurlu sesler çıkararak konuşuyorlar aralarında. Uzak diyorlar gönül yorgun, dil yorgun, el yorgun.
Yürek eskimişken aşktır, diyorlar.
Büyüt beni istanbul.
30 Eylül 2012 Pazar
6 Eylül 2012 Perşembe
Vivian
Yorgunum Vivian ellerim soğuk
geçmişin hayratında
çanak çanak susuyorum
kafileler atlattım başımdan
ama
gülüşün yetti savurmaya çöllerimi
tane tane başlıyor mutsuzluk evlerde
ya
birdenbire koparttı bu fırtına beni
geçmişin hayratında
çanak çanak susuyorum
kafileler atlattım başımdan
ama
gülüşün yetti savurmaya çöllerimi
tane tane başlıyor mutsuzluk evlerde
ya
birdenbire koparttı bu fırtına beni
Taşra
Eritilmiş sözcüklerle akıtmak irini toplayıp
sokağın tüm perdesiz evlerinden
Taşradan koparılmış kurtlu bir elmadır
en iyisi terk edilmiş hediyelerin
Hangisini bozacağını şaşırınca kadran
kadının yüzündeki yaranın kabuğu kanar
Üstelemez savurgan duanın akıbeti
maneviyat türbenin sığınağında saklıyken
Uzunca bir kuş ötüşü kedi dili yalanlardan
ki kavrayıp saçından Karadeniz'i koklasan
aşılmaz dağ lalesinin boynu
Taşra sokağının kadını
ikiye örük saçındaki horoza uyan
sızlayan duanla
sokağın tüm perdesiz evlerinden
Taşradan koparılmış kurtlu bir elmadır
en iyisi terk edilmiş hediyelerin
Hangisini bozacağını şaşırınca kadran
kadının yüzündeki yaranın kabuğu kanar
Üstelemez savurgan duanın akıbeti
maneviyat türbenin sığınağında saklıyken
Uzunca bir kuş ötüşü kedi dili yalanlardan
ki kavrayıp saçından Karadeniz'i koklasan
aşılmaz dağ lalesinin boynu
Taşra sokağının kadını
ikiye örük saçındaki horoza uyan
sızlayan duanla
Afrik
Buzdan köle halkıyla kucaklaşmak
Yahut
Atlamak kraterin agzından küle
Sevmek bir avuç boşluk saydığında
Bile bile yanığım okyanus çukuruna
Yüzme bilmem oysa
Gözler önce batıyor
Tutsağım üfleyerek ağrının çirkef kuvvetine
Parlayan her ışığı güneş sanmasaydı ayaklarım
bu denli üşümezdi tropikal iklimlerde
Vadedilen kurşunu gönlüme sokuyorum
Yüksek dağ sırtlarından kopup gelen çığlık agızda
küfürler dolusu sırtlan gülüşü ki ne zaman uzatsam
ellerimi yukarıya
Avcumda toprak mendil
Sesimde meczup hayalbazın ıslığı
Yağmurdan kirpiklerle geri döndüm
kurutulmuş sevda yetiştiricisinden
Toz değmeyen dinazorlar bile unutuyor
Ya da belki
Kimse sevmedi beni
Yahut
Atlamak kraterin agzından küle
Sevmek bir avuç boşluk saydığında
Bile bile yanığım okyanus çukuruna
Yüzme bilmem oysa
Gözler önce batıyor
Tutsağım üfleyerek ağrının çirkef kuvvetine
Parlayan her ışığı güneş sanmasaydı ayaklarım
bu denli üşümezdi tropikal iklimlerde
Vadedilen kurşunu gönlüme sokuyorum
Yüksek dağ sırtlarından kopup gelen çığlık agızda
küfürler dolusu sırtlan gülüşü ki ne zaman uzatsam
ellerimi yukarıya
Avcumda toprak mendil
Sesimde meczup hayalbazın ıslığı
Yağmurdan kirpiklerle geri döndüm
kurutulmuş sevda yetiştiricisinden
Toz değmeyen dinazorlar bile unutuyor
Ya da belki
Kimse sevmedi beni
Nana
Günaydın ay kızı gözlerim arıyordu
Qu'est-ce que vous voulez m' aimer
si vous n'etes pas chez mon coeur
Çürük vişne tadı da mı var dudağında?
Je suis tombée amoureuse
Düşüp ölürüm seninle tanrının kucağında
Il ne m'ecoute plus
Sesini saydım uykularda
Quoi?
Sana
Moi?
Ay kızım
Qu'est-ce que vous voulez m' aimer
si vous n'etes pas chez mon coeur
Çürük vişne tadı da mı var dudağında?
Je suis tombée amoureuse
Düşüp ölürüm seninle tanrının kucağında
Il ne m'ecoute plus
Sesini saydım uykularda
Quoi?
Sana
Moi?
Ay kızım
Ressam
Kemikleşmiş sancının yeri ayrıdır
Damlayan onca bulut arasında
Yandıkça yakan Hacıbekir tütünü
Harabemsin körpecik tutundum da taşına
Oturdum,
Seni yeni baştan çizdim
Damlayan onca bulut arasında
Yandıkça yakan Hacıbekir tütünü
Harabemsin körpecik tutundum da taşına
Oturdum,
Seni yeni baştan çizdim
4 Eylül 2012 Salı
Uzak
Kavruldu gözlerim teninde
Aşkı anlatmaya bal sürme gecesi
Başı yüksek çınarların gölgesine sarınıp
Tatlı rüyalar
Kısmetse bu gece sana geleceğim
*Eşkıyamsın kaçır beni
Dudağımdan başla
Aşkı anlatmaya bal sürme gecesi
Başı yüksek çınarların gölgesine sarınıp
Tatlı rüyalar
Kısmetse bu gece sana geleceğim
*Eşkıyamsın kaçır beni
Dudağımdan başla
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)