Hayır, dedi çiçek, beni dalımdan ayırma
Soğuk memleketlerden geldim seni görmeye
Kimseye değmedi tedirginliği elimin
Mitralyözlerin yorgunluğunu yerleştirdim gözlerime
Çalıp çırpmış leş yiyiciler aşklarımı
Seni bırakmış Anka'nın kanadına
az daha kaçırıyordum penceremdeki çığlıklarını
Balkona fesleğen diktim, seversin
Saçları saman sarısı kirpikleri mavi kadınları sevdiğin gibi
Oysa ancak masalımda kurtulabiliyorum esmerliğimden
Nasıl da güzelsin yüzünde emeğin çizgileri
Bir ben tanırım bakışındaki çocuğu
Dünyanın tortusu birikmiş sözünde
Yıldızlar titrerken sevişmişsin
Kuşluk vakti aç açına şiir yazmayı bilir misin?
Gel, elimi tut.
Elinin değmediği çiçeği uçurumdan iteceğim.
18 Mart 2012 Pazar
10 Mart 2012 Cumartesi
Mezopotamyaşk
Zagros'un yamacindan göçen renklerin
yerleştiği toprak
Düz görmemiş günlerin
başini döndürür ovalari
Horus'un oğullarina gebe tepeleri
Çocuklarinin yüzü
Hitit güneşinde
Başinda, barişa dönük geyikler
Aşklariysa sarhoş
Koca adamlarin ölüsünde akbabalar
Kaybedilen savaş ganimeti
özlemleri
Mümbit Hilal kendini gençligine satmiş
Artik güneş tarihten doguyor.
yerleştiği toprak
Düz görmemiş günlerin
başini döndürür ovalari
Horus'un oğullarina gebe tepeleri
Çocuklarinin yüzü
Hitit güneşinde
Başinda, barişa dönük geyikler
Aşklariysa sarhoş
Koca adamlarin ölüsünde akbabalar
Kaybedilen savaş ganimeti
özlemleri
Mümbit Hilal kendini gençligine satmiş
Artik güneş tarihten doguyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)