25 Temmuz 2014 Cuma

Uyuyamiyorum.Ruhum bolunmus gibi ve yazmak zorundayim..Kendimi kendimden farkli bi hayata sikismis hissediyorum.Bi adama, bi iliskiye; aradigimdan, bunca zamandir tas tas ustune insa ettigimden, gelecegime yerlesmeye calisirken kendime actigim kapilardan uzaklarda bi yasam tarzina zincirlenmis gibiyim. Benligimi aramayi ozluyorum.KEndimden uzaklasmis gibiyim. O'nun hayatinin bi parcasi olmaya calisiyorum ve kendimden oyle uzak ki, ona ait olmaya calisirken kendimden daha da uzaklasiyorum gittikce. Farkliliklarimiza goz yumabilecegimi dusunuyordum oysa ki. Su siralar, aslinda tam olarak bi kac saattir fark ediyorum ki farkliliklarimiz ayni 'mer'e bile ait degil. Belki yaz etkisidir bu. Okulsuzum, isim fiziksel- temizlik- ve T yanimda degil. Kimsseyle aklimla konusamiyorum.Durumun gerektirdigi konusmalari dilim yettigince yurutmeye cabaliyorum. Halsizim yorgunum, vucudum rahat etmiyor.Surekli esnemek istiyorum, kemiklerim sertlesmis omuzmarim katilasmis gibi. Uyurken dislerini gicirtadan bu adamin yaninda ne isim oldugunu soruyorum kendi kendime. Kitap okumayan ve aksiyon filmlerinden hoslanan, elinde olsa surekli kafasi guzel dolasacak bu adamla ne isim var? Sanirim ondan kacarken kadinlara siginiyorum ve sanirim ileride bu iliskiyi bitirmek istedigimde de tek kacis yolumun bu olacagini bildigim icin kapiyi acik birakiyorum onunla konusmalarimizda da. Kendime ait zamanlarimi, yatagimi evim dedigim bi yere sahip olmayi ozledim. Her adimimi izleyebildigi bu tek goz odada benim diyebilecegim tek zaman haftanin iki gecesi saat sekizden sabah 9a kadar yarisindan cogu rahatsiz kanapede uyumakla gecen akrep-yelkovan yarisi. Yeni bi eve tasinma planlari yapiyoruz yaz sonuna dogru ama ne kadar ise yarayacak bu ortam degisimi, dusuncelerim ve o ayni kaldigi surece. Kitap okumayan bi adamla hayatimi gecirebilecegimi mi dusunuyorum gercekten? Asiri uc yasam deneyimlerimden birine sikistim sanirim ve kacisimi goremiyorum. KEndimden once baskalarini dusunme,sevme , acima, anlamaya mutlu etmeye calismam bana zarar verir mi gercekten? Modern psikolojiye mi yoksa Buda'ya mi inanmaliyim? Buda akilsizca davrandigimi fark ettigimde kendime 'dogru' olan yolu secmeye yoneltmezmiydi beni? Onu birakirsam hayati mahvolmaz mi? Gozlerinde gormedim mi daha once bu ihtimalin acisini? Babama benzemiyor mu, annemsiz bi baba birakmaz miyim ardimda? Ocumu mu alicam boylece babamdan? Cok mu Freud'cuyum su anda? Hakli olabilir mi gercekten? Uykusuzlugumun bile tadini cikaramiyorum. PArmak uclarimda dolaniyorum ve klavyeye her dokunusumda cikardigim sesten korkuyorum, uyanmasini istemiyorum. Uyanirsa yalnizligimi kaybederim ve yalnizligimi kaybettigim icin gozlerim yorgun ve ben saat ikide ayaktayim, bes bucuk saat sonra yeniden uyanmak uzere.. Kendimi kaybetmek istiyorum ama bu sefer istemlice.. Kendimi kendimden habersiz kaybedip, bunu sonradan fark etmek dayanilmaz.Kontrol manyagi miyim acaba ben? Kendimi birakamiyor muyum dunyanin, hayatin akisina, Takintili yapmaz mi bu beni? Hayattan aldigim zevki dusurmez mi? Sekerin tadini alan ondan vazgecebilir mi bi yandan? Tadindan aldigi zevkin hissini gozlemlemeyi basarmissa hele? Sanirim icsel huzurumu derinlere gomdum.Alisik olmadigim bi yasamda hayatta kalabilmek icin mutlu gorunmeye calisirken mutlu ediyorum kendimi. Mutluluk oysa, asiri bi hissiyat degil mi? Durgun degil mutluluk, guvenli, yerlesik degil; zamanlik. Huzurumu geri istiyorum. Cozum? Sanirim onu sucluyorum olmasini istedigim insan olmadigi icin ve olmasini istedigim insana donusme potansiyelini onda goremedigim icin.( ki bu ona sahip olamadigina da var olani benim goremedigim anlamina da gelebilir) Oysa bu benim yeni hayatima bakisimla ilgili bir mesele olsa gerek, diger her seyle ilgili. Hicbir sey imkansiz degildir. Her sey birbiriyle iliski icindedir nasil olsa. Sorun sanirim, bu iliskiselligin gorunur olmamasi ve hatta belki de insa edilmeye hazir bi bosluk halinde bulunmasi hayatta. Zor, ama imkansiz degil.. Hicbir sey ve her sey gibi biraz da. Kendime daha fazla zaman ayirmaliyim. Evde degil disarida yapmaliyim bunu. Kitabimi alip sokakta oturup okumaliyim. Kutuphane basamaklarina oturup gordugum insanlari yazmaliyim. Onunla konusamiyorsam kendimle konusmaliyim. Nasilsa arkadaslar edinecegim gelecekte kendimi kendim gibi ortaya koyabilecegim. Onunla olan iliskimin gidisaitina da o zaman karar verebilirim. Pragmatist miyim? Hangimiz degiliz ki? Baskalari kendi secimlerimi dogrulamam icin bahane olabilir mi? Ucu bucagi gorunmeyen, ardi acik sorular bitecek degil ama gecenin bi vakti yattigim yerden kalkip, bilgisayari acip kendimi anlamaya calismamin zevki, heyecani ve huzuru paha bicilemez. Belki de budur siginabilecegim alan. Birileriyle konusuyormus gibi kendimle konusmam: yazmam. Cevap gelmese de sorularima, hayatta da kim gercekten cevap verebiliyor ki otekine? Cevap var mi kendi kendime ulasmaya calisip surekli yanildiklarimin disinda? Ozumde bunca yalniz miyim yoksa kendimi mi yalnizlastiriyorum egom veya basarisizliklarim, yanlis secimlerim yuzunden? Tum pozitifligimin altinda depresyona, huzne ve olumsuzluga egilimli miyim acaba? sanmiyorum. Icimdeki durgun suyun yansimalarindan biri huzun. Cunku agir degil. Durumsal. Hayatimi engellemiyor tersine derinlestiriyor. Belki de dengeyi saglamanin yoludur bu. Huzne ve huzura esit derecede yakin olmak: durmak yani, icimde. Yalnizlgim. Bosluklarimi insanlarla doldurmak, biriyle degil belki de. Tanimadigim, kimileriyle zaman zaman konustugum ve belki de hic gormeden acilarini, mutluluklarini icten ice sezinledigim insanlarla... Kendimi kendimle yasamak ama paylasmak aldigim nefesi canlilarla ve dokunmak cansizlara. Iliskileri icselce gozlemlemek ve bag kurmak iliskilerin arasinda. Hicbir sey kendince kendinde degil zaten, degil mi? Yazmayi birakip rahatsiz yataga donmek istemiyorum ama kelimelerim tukeniyormus gibi hissediyorum. Gun olsun, gunes olsun, bu evden uzaklasayim, cok yorulayim ama sonrasinda kendime ait bi sokak bulayim ve bu o'nu gucendirmesin istiyorum; Belki de onunla iliskimi saglamlastirabilecegim ya da en azindan biraz daha yoluna koyabilecegim tek cozum anlatmak, onunla bunlar uzerinde konusmaktir. LAnet olasi dis gicirtisi beynimi ve sessizligimi parcaliyor geceleri!!! Ona sarilip uyumak istiyorum ama cok sicak oldugu icin sarilmak istemiyor. Eksik miyim acaba bunca yilin temassizligindan. Kucuklugumu hatirlamiyorum ama ergenligimde nefret ettim annemle yakinlasmaktan. Babayla zaten temas ayipsandi. Lisede uzaklastim ve donmedim ki temasa, yasim gecene kadar. Onu mu ariyorum acaba? Uyumayi denemek zorundayim yoksa yarin ise yaramazin biri olacagim. Acaba kacinci yasamimdayim su anda ve acaba ne zaman budist tapinagina kapatabilicem kendimi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder