O hala hayatımda ah sormayın. Üstelik gittikçe daha çok kasımlaşıyor gözümde. Akıp giden ırmaklara gemi yaptım onu, yeni evli sümüklüböcek çiftini ve aşık atları yanına verdim, tufanıma hazırlıyorum. Tufanına hazırlıyorum kendimi ki çıkışım yine onun yolundan.. Yorganların altına saklanıp ışığımı kapatıyorum. Karanlıkta daha güzelim çünkü, kabul ediyorum ve kanaatkarım karanlıkta dahi güzel olamayanlar da var. İçime dönüyorum ışığının içinde ve işte O, orda, her zaman güzel.
Nasıl unutmuşum kasımda yazmayı anlamıyorum. Oysa nice doğumlara gebedir o. Nice yaşlar atlar insan ve nice yıllar sayar kırmızı boncukların yetmediği abaküsünde. Niceliğin değersizliğini görmek ister ama nicedir rafa kaldırılmıştır Nabokovlar ve yaşlandıkça uzar gider yıllar önünde, geçer gider zaman devekuşları uçmayı öğrenemeden.
Dışarısı soğuk, gittikçe eksiliyor hava, yüksekçe bir basınç uyguluyor üzerimize. Gelmeseler üzerimize ve biz sadece yaşayıp gitsek kendi coğrafyamızda. Zaten dün bütün şaraplar böğürtlenliydi senin sayende ve ben yağmurun damlalarıyla senden bahsediyordum. Evrenin işleyişi garip ya yürüdüğüm yollar yine sana çıktı bugün buna ne demeli? Yüzüm yanıyor, utanıyorum neyse ki bunu bile seviyorsun. Sen zaten beni hep seviyorsun. Hadi bakalım..
Şimdi sen tam çağındasın yanına varılacakÖnünde durulacak tam elinden tutulacak
Hangi bir elinden güzelim hangi bir
Bir elinde kızlığın duruyor garip huysuz
Öbür elinde yetişkin bir günışığı
Daha öbür elinde de kilometrelerce hürlük
Çalışan insanlar için akşamlara kadar
Toz duman içinde
Bir elinle de boyuna ekmek kesiyorsun
İyi ki doğdum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder