2 Nisan 2012 Pazartesi

Mezarlık

-Kimsin sen? Geçmişten mi gelecekten mi geldiğini anlayamıyorum.

Bak güzelim, bunlar zor zamanlar. Dünya öyle hemen benimsenecek bir gezegen değildir. Geceleri ve unutuşları uzun yaşarız. Kalplerimiz labirentlerin içine gömülüdür, çıkış yolu ararken aşklarını da kaybedersin. Bahar nedir seninle öğrendim ben, yüksek kum yığınları ve güneş yanıklarıyla yaşamayı öğrenmek çok yılımı aldı. Sana uçmayı öğreteceğim, çok seveceksin. Ne düşünüyorum biliyor musun? Sana gözyaşı şişesi hediye edeceğim. Sihirlidir. Tabi sana da iş düşüyor. Benim için ağladıklarınla doldurabildiğinde, önceki gelişimde getirdiğim fesleğenin dibine dök. Yeterince cesur olabilirsen yapraklarından birinde büyüyen pencereyi aç ve avazın çıktığınca bağır ki seni duyabileyim. O zaman gelip seni oraya götüreceğim. Bu ciddi bi iş, bilmelisin. Bir daha buraya dönemeyebilirsin.

-Bana masal anlatman çok hoşuma gidiyor. Sen de çok hoşuma gidiyorsun. Hatta hadi itiraf edeyim, sana aşık olabilirim.

Küçüğüm, her masalın güzel bittiği zamanlar emziğinle beraber çöpe atıldı. Artık gerçek dünyada yaşıyorsun. Tabi bu senin seçimindi. Biliyorum yanımda kalmak için çabaladın ama zamanın koşulları gitmemi gerektiriyordu. Beni anlamadın. Gözlerime baktığında gördüğün şey bilmek istediğin şeydi. Oysa sözcükleri öyle seviyorsun ki gördüğüne inanmak istemedin. Her şeyden ne çok korkuyorsun ve ellerin ne kadar da küçük. Göz bebeklerin de küçülüyor gözbebeğim. Ne o yoksa ağlıyor musun?

-Loş ışıklar gözlerimi yoruyor. Seninle yaşayamam. Üşüyorum, tenini çıkarıp tenime dola ki senden başka kimse tanımasın. Şiirlerini Lut Gölü'ne attım. Nasılsa kimse yüzme bilmiyor.

Öyle seviyor ki susmayı,
sözcükleri öyle seviyor ki,
lambasız kalabilir geceleri,
kışı uykusuz geçirebilir.


Yangın mı başladı? Hadi dans edelim, seversin. 8.10 Vapuru'na adımı yazdırdım.Bak ne zamandır buraya gelmiyorduk. Kırmızıyla mavinin magentaya ulaştığını söylemiş miydim? Peki zamanın canımı acıttığını? Hava aydınlanıyor. Artık gitmeliyim. Sen de uyan artık elini yüzünü yıka. Üstüme söndürdüğün güneş kimler için umut değil ki?

Sesinde ne var biliyor musun?
Söyleyemediğin sözcükler var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder