27 Mayıs 2013 Pazartesi

Sorgu

şiirime başlamadan arz etmek isterim
  ki kuş seslerinden çok hoşlanıyorum
sonra,
ağıt terbiyecisi kadınların
alnımdan öpmesini istiyorum
bir de,
aşağıya inenler
sofralarına geri dönsün

günlerden hayırlı bir cuma ertesi
camda, kuşkulu seçiciliğiyle ölüm
çocukların sapanlarla saldırdığı yoksulluğu
kundağa diziyor
patikler ve artçıl gözyaşları dağıtarak
özrü emanet rüzgara ki kaç yol gitse
varamaz dağlanmış yüreğine ananın
günler bitmez!
yangın...
biter mi?

aynı soluğu alıyoruz seninle
nefes verdin
dönüp dolaşıp ciğerime doldu
kamelyaların yara almaya başlamasına bakılırsa
yılın bu mevsiminde
seni bana yaklaştıramamasına içerlemiş olmalı
bilmeden acıların ortaklığını

toy bir atın sevdaya koşuşu
her seferinde elleri boş dönüşü
   mazur kılar tükenmişliğini
ayağa kalkacaksa yeni bir sevda için
ve ezilmeyecekse
yok diyen karşısında

her dostluğun bir acısı olmalı yürek sızlatan

tarihten kalma fildişi sarayda yaşıyor
mumunu yakıp kendini eriten çaresiz kadın
yanlış yollardan geçmiş olmalı varmak için
soyutlanmış dünyasına insanoğlunun
arayış,
bir garip çağlayan

tarlalar dolusu kekik kokusu
burnumda tüten varlığına eşdeğer
üstümüzden kaç kuş geçti saydın mı? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder