19 Şubat 2013 Salı

Ovadır

Ovalarıma akbaba indi göçmeyi unutmuşlar
Nehiriymiş suyuymuş çiçek kadar kalıyor
Karınca yollarına dizdiğin bulut adamlar dağılınca
Kuşağına çomak sokuyor adam başlı insiz aslanlar
Kaç sevgili vurunca rahatlarım say bitmez
Kaç uçurumda göz düşürünce kurtulur fısıltıyla ısıran gönlümün aslanları
Düştüğün tüm taşları at çocukluğun patikasında
Hepsi yüceye tırmanmada
  aslan karşı dağın ateşini eritirken

Ağrısıymış yarasıymış öpüş kadar kalıyor
Tırmanmaya zor aklın duvarları yıkmada ipeksi
Kurtuluşun elzem otu fazlaca kaynadığından çözünmüş gözyaşında
Saçlarını tutup toprağa karıyorum
Üstüne basmaya şahit istiyor ; bulmaya ve bulunmaya hasret çınar
kökleri nefes alabilmede toprak üstü saklanışlarıyla
 solucan kardeşiyle çok yağmurlu havalarda

Kardeşim,
Geceler bıyık dondurur benim ovanın dağlarında
geceler aslanların bakışıyla yuğrulur
közünde bir avuç sevişgen kül bırakarak tüketir kendiyle beraber havayı da
Açım
Susuzum
Issızım
Ovalarıma akbaba indi ölmeyi unutmuşlar

Tarladır miltaşı donkişot havadisini duyurmaya çalışır
Gözcüdür, bali koklar çatlamış ellerinden sızan nefesinde saydamlık
Kuştur uçar
Aktır, masum yüklenmiş kanburunda
kimse sordu mu pası geçer mi yokluğun
kabuğunu kaldırsalar kanar mı içinden hallice
dokunmak ister mi gözüne yandığımın aslanları
savaşmak kolay mı gün görmemiş ayazında ovama biriken karların?

Benzemez bağladığım çaputlara, adadığım adaklara bu akbabalar
Benzemez sevda sevdaya, ovaya vurunca aslan pençesi.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder