29 Ağustos 2012 Çarşamba

YirmiDokuz

Uykusuzluk pençelerini gözlerime geçirdi, yatağımda sürünüyorum.
Beni bir varilin içine koydular, şarap gibi olduğumu sanmış olmalılar. Kokuşmuş bir kilo domatesten başka bir şey değilim oysa. Üç beş taneyim. Gölge etmelerini istedim güneşten gayrı , atasözleriyle karıştırdılar. Feylesof değilim, parke giymem, silah tutmam, muz kabuğuna basmadan sokakta yürümeyi bile beceremem ben. Bir şişe arseniğim olsam olsam. Belki sinek ısırığı kaşıntısıyımdır kolonyayla yanarım.Ben zaten çok kolay yanarım. Sözle, gözle ,tözden yanığım.
Müthiş derecede su sıkıntısı baş göstermiş durumda içimde. Apoptosis alarmı. Ben çoktan ölmüşüm.
Olmadı sarmaşıklaşma çabam. Öyle de gururluyumdur. Değme masala taş çıkartır prensesliğim. Tutup saçlarımdan sürüklemeli beni. Kurbağayı öpemem,ayakkabımı unutamam, balkabağına dönüşen de arabam değil zaten, benim. Bakın balkabağı, merhaba deyin.
İki göğsümün arasına oturan deveyi hatırladınız mı? İşte o devedir susuzluğumun sebebi. Hörgüçlü ayı. Kaktüs dolması yapmışlar benden. Vallahi kandırmıyorum. Neden et yemem sanıyorsunuz? Söz verdim ilk etimi yemeyeceğime. Dolmayım çünkü ben, etli butlu.
Korkarım müsait bir yerlerde inmeliyim. Yanlış takımı tutmuşum şimdiye değin. Kesin kendi kaleme sallamışımdır ağzına yandığımın topunu ve evet hala küfür edemiyorum. Prensesler küfreder mi? Prensesler acıkmaz. Prensesler sıçmaz. Prensesler Müslüm dinleyip dalıp dalıp gitmez. Korkarım müsait bir yerlerde beni çöpe atmalısınız benden bir bok olmaz.
Bir bardak su koyuyorum kendime. Sürahiye döküyorum. Koyuyorum döküyorumkoyuyorumdöküyorum.
Telefonum çalmıyor. Prenseslerin telefonu olur muymuş? Gördünüz mü yalan söylüyorum. Kafama çuval geçirip yokuştan salıveriliyorum aşağı. Döndöndöndön.
Karıştırdım, devekuşu muyum yoksa? Hoppala!
Oo bu gece kalemim durmuyor. Yani parmaklarım oluyor bu gece durmayan.Okuyanlar da zavallılığımın yükünü paylaşsınlar. Okumasaydınız beni gözünüzde devleştirmek istediyseniz n'apayım yani?
Bir şey sormalıyım. Sorulmayan soruları dizdim önüme bakışıyoruz çünkü.Sorulmayan sorular sorulmalı mıdır? Neden bu kadar gücendiniz? Yapmadınız mı sanki bana bunun cevabını verin.

Kurtadamları getirin. Parçalanma vaktidir.
Kalbim unut bu şiiri




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder